Isimlik sağa mı takılır sola mı ?

İsimlik Sağa mı Takılır Sola mı? – Bir Küçük Detaydan Büyük Anlamlara Uzanan Hikâye

Bazen en basit sorular bile bizi derin düşüncelere sürükler. “İsimlik sağa mı takılır, sola mı?” gibi küçük bir detay, iş hayatındaki duruşumuzu, insanlarla kurduğumuz bağı ve hatta kendimizi ifade ediş biçimimizi bile anlatabilir. Gelin, bu sorunun cevabını birlikte bir hikâyenin içinde arayalım…

Bir Toplantı Sabahı: Elif ve Murat’ın Hikâyesi

Elif, sabah kahvesini yudumlarken aynada kendine son kez baktı. Yeni işinin ilk günüydü. Heyecanlı, biraz da tedirgindi. Elindeki küçük plastik kartı –üzerinde ismi ve unvanı yazan isimliği– göğsüne takarken bir an duraksadı. Sağ mı, sol mu? Hangisi doğruydu? Bu küçük ayrıntı, sanki bütün gününün gidişatını belirleyecekmiş gibi hissetti.

Tam o sırada kapı çaldı. Yan dairede oturan Murat, aynı şirkette işe başlamıştı. Onunla birlikte yola çıkacaklardı. Elif, isimliği sol tarafına takmıştı. Murat göz ucuyla baktı ve gülümsedi.

“Sol tarafa takmışsın. Ama ben sağa takıyorum.” dedi.

Elif şaşkınlıkla sordu: “Neden ki?”

Murat, sakin ve kararlı bir ses tonuyla cevap verdi:

“Çünkü karşımdakinin kolayca görmesini istiyorum. Elini uzatırken, göz hizasına gelsin. Stratejik düşünmek gerek.”

Çözüm Odaklı Murat vs. Empatik Elif

Murat, mühendis kökenliydi. Hayatta her zaman çözüm arar, kuralları sorgular ve mantığı ön planda tutardı. Onun için isimlik, sadece bir bilgi etiketiydi. Doğru yerde, en verimli şekilde görünmeliydi. Sağ tarafa takmak, tokalaşırken insanların gözünün hemen yakalayacağı yeri seçmekti.

Elif ise insan ilişkileri konusunda uzmandı. Onun için isimlik, bir isimden çok daha fazlasını temsil ediyordu. İsimlik, “Ben buradayım ve sana kendimi tanıtmak istiyorum” diyen sessiz bir davetti. Kalbinin tarafında, yani solunda taşımanın daha içten ve doğal olacağına inanıyordu.

İki bakış açısı da doğruydu. Biri stratejik, diğeri empatikti. Ve hayat, çoğu zaman bu iki yaklaşımın kesiştiği noktada anlam bulurdu.

Günün Sonunda Anladılar ki…

Toplantı başladı. Elif’in isimliği ilk dakikalarda kimsenin dikkatini çekmedi ama konuşmalar ilerledikçe insanlar onun sıcaklığına, içtenliğine kapılıp ismini kolayca hatırladı. Murat’ın isimliği ise daha ilk tokalaşmada herkesin gözünde belirdi. Hızlı tanışmalar, doğrudan iletişimler kuruldu.

Akşamüstü ikisi de ofisten çıkarken gülümsediler. İkisi de isimliklerini farklı takmış, ama ikisi de başarılı olmuştu. Çünkü önemli olan isimliğin sağda ya da solda olması değil; arkasındaki niyet, taşıdığı anlam ve kurulan insan bağlarıydı.

Sonuç: Doğru Cevap “Niyetinizde” Saklı

Peki isimlik sağa mı takılır, sola mı? Resmî olarak, çoğu kurumsal ortamda isimliğin sağ tarafa takılması önerilir. Çünkü tokalaşma sırasında göz hizasında olur ve karşı tarafın ismi kolayca okumasını sağlar. Ancak bazı sektörlerde –özellikle sağlık, eğitim veya insan ilişkilerinin ön planda olduğu alanlarda– sol taraf tercih edilir. Kalbin olduğu yerde taşımanın sembolik bir anlamı vardır.

Kısacası, bu küçük detayda bile kişiliğimiz, yaklaşımımız ve dünyaya bakış açımız gizlidir. Murat gibi stratejik davranıp sağ tarafa takabilirsiniz ya da Elif gibi kalbinizin sesiyle sol tarafı seçebilirsiniz. Önemli olan, isminizi taşıdığınız yer değil; onu nasıl temsil ettiğinizdir.

Sen Hangi Taraftasın?

Şimdi sıra sende… Sen isimliğini hangi tarafa takıyorsun? Stratejik sağcı mı, empatik solcu mu? Yorumlarda düşünceni paylaş, bu küçük ama anlamlı tartışmaya birlikte renk katalım.