Aleni Aleni Kimler Söyledi?
Herkesin duygularını gizleme eğiliminde olduğu bir dünyada, bazı kelimeler var ki, sesli bir şekilde söylenmesi cesaret ister. “Aleni aleni…” Bu kelimeler belki de hayatınızdaki bazı gerçekleri yüzünüze çarparken, bazen de birini anlamanızı sağlayacak olan anahtar olabilir. Kimler söyledi, neden söyledi, ne anlama geliyor? Bu yazı, hepimizin içindeki gizli duygulara ayna tutan bir hikâyenin peşinden sizi sürükleyecek. Hazır mısınız?
Bir Yaz Gecesi, Bir Söz
Bir yaz akşamı, Selin ve Mert’in yolu bir kez daha kesişti. Uzun yıllar önce birbirlerine olan hislerini saklamışlardı. Aralarındaki mesafe, zamanla daha da büyümüş ve bir daha geri dönülmeyecek bir noktaya gelmişti. Selin, yıllarca duygularını içine atmış, her şeyin normal olduğunu kabullenmişti. Mert ise stratejik düşüncelerle, ilişkilerinin nasıl ilerlemesi gerektiğini hesaplamış, mantığını her zaman duygularından önde tutmuştu. Ama o akşam, hayatlarının dönüm noktalarından birine şahit olacaklardı.
Bütün o yıllar boyunca, birbirlerinden kaçtılar. Selin, onunla her karşılaştığında içindeki kırgınlıkları bastırmaya çalıştı, Mert ise mesafeyi korumak için her fırsatta duygusal duvarlar ördü. Bir gece, parkta karşılaştılar. Rüzgar, yavaşça ağaçların arasından süzüldü, yapraklar birbirine fısıldıyordu. Selin bir adım ileri atarak ona doğru yürüdü. O an, zamanın ne kadar hızlı geçtiğini fark etti. Birbirlerine bakarak, son kez birbirlerini anlamaya çalışacaklardı.
Erkekler Stratejik Düşünür, Kadınlar Duygusal Olarak Bağlanır
Mert, her şeyin çözümüne odaklanmayı seven bir insandı. Hayatını planlamak, kararlarını mantıklı bir şekilde almak ona güven veriyordu. Selin’le ilk kez göz göze geldiklerinde, yıllar önce bıraktıkları yerde durduklarını hissetti. Ne diyeceğini düşünmeye başladı, kelimeleri düzenledi. Sonunda, duygusal olarak gerçekleri açıkladı: “Bizim aramızda bir şeyler vardı ama o zamanlar, her şeyi yanlış yolda ilerletmişim. Hala seni seviyorum ama her şeyi çok geç fark ettim. Bunu sana aleni olarak söylüyorum, hiçbir şey gizlemeyeceğim.”
Selin, derin bir nefes aldı. Mert’in söylediği kelimeler, yıllarca içinde tuttuğu, baskıladığı her şeyi yüzüne çarpmıştı. Duygusal olarak, aralarındaki mesafeyi geride bırakmak istiyordu ama bir anlık cesaretle Mert’in söylediklerini kabul etmek, onu ne kadar zorlayacağını da biliyordu. Mert’in sözleri ona bir hafiflik getirmişti, ama bir o kadar da acı. “Aleni aleni,” dedi Selin, gözlerinde biriken yaşları silerek. “Neden yıllarca bunu gizledik, neden şimdi?”
Bir İlişkinin Yeniden Doğuşu
İşte tam o anda, Selin ve Mert arasındaki ilişki, bir başka boyuta geçiyordu. Erkeklerin stratejik yaklaşımı, bazen çözüm bulmaya yönelik oluyordu. Ama kadınların empatik bakış açıları, bazen her şeyin duygusal olarak kabul edilmesi gerektiğini gösteriyordu. Selin, Mert’in söyledikleriyle bir rahatlama hissetmişti, ama bu rahatlama, yıllarca bastırdığı duyguların patlamasına neden oldu.
“Aleni aleni…” dedi Selin, bir kez daha, “Hep bu kadar gizli kaldı, hep bu kadar kapalı… Ama belki de, duygularımızın gerçek yüzünü görmek için bu kadar zaman geçmesi gerekiyordu.”
Mert, geçmişte yaptığı hataları fark etti. Her şeyin mantıklı bir planla ilerlemesi gerektiğini düşündüğü için, duygularını hep ikinci plana atmıştı. Selin, ilişkilerde empati kurarak ve duygusal bağlar kurarak ilerlemek gerektiğini biliyordu. O an, her ikisi de farklı bakış açılarını birleştirerek birbirlerini daha iyi anlamaya başladılar.
Ve Sonra… Aleni Gerçekler
O an, hayatları değişti. “Aleni aleni…” her iki taraf için de bir dönüm noktasıydı. Selin, Mert’in gerçekten içinden geldiği gibi konuşmasına minnettardı, ama aynı zamanda yıllar boyunca içindeki hisleri baskıladığını fark etti. O an, hem erkeklerin çözüm odaklı bakış açısını, hem de kadınların duygusal bağlar kurma arzusunu anlamışlardı.
Her ikisi de sonunda ne istediklerini net bir şekilde ifade ettiler. Ama bu hikâye, sadece Selin ve Mert’in hikâyesi değildi. Her birimizde bir Selin ve bir Mert var; duygusal dürtülerimizle, mantıklı düşüncelerimiz arasında gidip gelen… Peki, sizce, duygularınızı ne zaman aleni bir şekilde ortaya koymalısınız? Ya da bir ilişkiyi yeniden kurarken, geçmişin gölgelerinden nasıl çıkabiliriz?
Yorumlarınızı merakla bekliyorum.